Özellikle Top-Gun veya pek çok B sınıfı Amerikan savaş filmini izleyerek büyüyen bir neslin bir dönem çocukluk hayali olmuştur savaş uçağı pilotu olmak. Kimilerimiz o hayalin peşinden gitmiştir kimilerimiz ise pilot olma yolunda türlü engellere takılmıştır. Çoğumuz ise unutup gitmişizdir. İşte şimdi anısını hatırlayan herkes için o hayali zihninize yansıtmak için yeni bir fırsat Ace Combat.
Git meleklerle dans et
Öncelikle oyunun konusundan biraz bahsetmek istiyorum. Slav aksanıyla konuşan bir takım kötü adamların Amerikan aksanıyla konuşan diğer bir takım adamların ülkesini işgalini konu alan oyunumuzda küçükken izlediğiniz filmlerde ne varsa hepsi mevcut. İyiler, kötüler, gerçek hayattan alınmış uçaklar, kötü adamların kullandığı ve kağıt üzerinde daha iyi duran diğer başka uçaklar, her şeye artist cevaplar veren wingman'iniz, esprili telsiz konuşmaları, olayların sürekli sizin etrafınızda dönmesi, devasa fütüristik uçan uçak gemisi(!), sarışın kadın, karşı tarafın esas pilotu gibi gözlerinizin arayacağı her detayı bulabiliyorsunuz. Siz yukarda heyecanlı görevleri peşi sıra icra ederken aşağıda bölüm aralarında kısa videolarla size anlatılmaya çalışılan bir hikaye devam etmekte. Ancak sizin oyun boyunca yaptıklarınızla uzaktan yakından bir alakası yok. Hatta tam bir pembe dizi kıvamında.
Gökyüzünde yapabilecekleriniz ise adeta kafanızdaki savaş pilotunun hayat bulması için tasarlanmış. Oldukça inandırıcı grafikler ve efektler eşliğinde tam da kafanızda yarattığınız şekilde bir pilot olma şansınız mevcut. Özellikle yaratılan yeryüzü manzaraları görsel açıdan çok başarılı ve görüş mesafeniz de oldukça geniş. Uçuş dinamikleri ise ne bir simülasyon oyunu gibi sizi sıkacak kadar detaylı ne de After Burner oynuyormuşcasına yapay. Görev sonrası replay�lerle oyundaki Top-Gun vari sinematik hava iyice pekiştirilmiş. Ace Combat'ın Xbox 360'la başlayan yeni nesil serüveni gerçekten iyi bir giriş yapmış.
Başlamadan önce tutorial bölümlerine mutlaka göz atmanızı öneririm. Özellikle daha önce bu tarz bir oyun oynamadıysanız oyunun kontrollerini tamamen arcade tarzı "kolu sağa itince uçağın sağa gitmesi" şeklinde açıklanabilecek şekilde de ayarlayabiliyorsunuz. Ancak bunun eğlenceli olduğunu söylemek pek mümkün değil.
Bir uçak, 200 misil
Oyuna ilk başlağınızda bir kaç bölüm boyunca hepimizin artık aşina olduğu F-16C'leri kullanmak durumundasınız. Ancak daha sonra devam eden 15 bölüm boyunca Mirage'dan Tornado'ya, F-14, F-4, F-117 ve F-22 gibi pek çok uçağı kullanmaya hak kazanıyorsunuz. Serinin önceki oyunlarından daha az uçak çeşidi bulunsa da beklentileri karşılamak için fazlasıyla yeterli. Hoşunuza gidebilecek bir detay ise oyun simülasyon kontrolleri yansıtmasa da istastik ekranında daha zayıf gözüken F-16 gibi bir uçakla çevrim içi oyunlarda pek çok pilotu ağlatabilme potansiyeliniz var. Bu da belli başlı savaş uçuşu dinamiklerinin oyunda geçerli olduğu geliyor. Ayrıca görevlere başlamadan önce hem wingman'ininiz hem de kendiniz için uçak seçtiğiniz gibi bir de silah seçimleri yapıyorsunuz. Bu şekilde kendiniz kara hedeflerine odaklanırken wingman�inizi hava hedefleri için donatabiliyorsunuz.Wingman�inizden bahsetmişken aldığınız hedefe göre ona saldır veya koru gibi basit komutlar verebilmektesiniz. Ancak bir de Allied Assault ve Allied Cover komutları var. Belli sayıda düşman veya hedef vurduğunuzda bir bar doluyor ve boşalana kadar siz bu komutları verebiliyorsunuz. Allied Assault komutu verdiğinizde o an görüş alanınızda olan mevcut tüm hedeflere sizin tarafınızda savaşan diğer uçaklar tarafından saldırı yapılıyor. Bu an oyunda belki de görsel olarak en başarılı ve epik anlardan biri. Allied Cover ise sizi korumaları için verdiğiniz bir komut ve inanın buna ihtiyacınız oluyor. Yazının başında olayların sizin etrafınızda döndüğünü söylemiştim. Bu durum sadece telsiz mesajlarıyla sınırlı değil. Savaşların büyük çoğunluğunda düşman uçaklarının bir numaralı hedefi sizsiniz. Hatta zorluk derecesinin en yüksek olduğu durumda bütün müttefikleriniz uyurken düşman adeta yağmur olup üzerinize yağıyor. Sırf bu nedenle bazı görevler saç baş yoldurtacak kadar zorlaşabiliyor. Simülasyon olmasa bile üzerinize gelen ondan fazla misilden kaçınmak çoğu zaman pek mümkün değil.
Blackout
Oyunda ne kadar başarılı bir uçuş dinamiği mevcut olsa da single player modunda düşman yapay zekasının bocaladığını özellikle ilerki bölümlerde ister istemez fark ediyorsunuz. Şöyle bir örnek vermek gerekirse; düşman uçağıyla dog fight�a başlayıp loop�lar yapmaya başladığınızda karşınızdaki düşman uçağı durumu kavrayıp arkanıza geçmeye çalışıyor. Ancak altınızda F-14 gibi hızlı bir uçak varsa hiç stall olmadan sürekli High-G loop�lar yapmaya başlarsanız anlamsız bir biçimde burun üstü üzerinize gelerek size çarpmaktalar. Elbette böyle bir şey bir simülasyon oyununda olamayacağından bazen yadırgayabiliyorsunuz. Bu durumlarda hava freni yapıp düşmanı önünüze alarak parmağınızı topunuzdan çekmemenizi tavsiye ederim. Bu hareketin Top-Gun�da olan klişelerden birine gönderme olması oldukça olası.
Görevlere başlamadan önce briefing�leri iyi okumanız çok önemli çünkü ne tip bir uçak kullanmanız gerektiğine görevin hedefleri gereği karar vermeniz en sağlıklısı olacaktır. Manevra kabiliyeti ya da hız, kara veya hava hedefleri için farklı odaklanmış uçaklar kullanmanız en mantıklısı olacaktır. Yine de oyunu bütün zorluk derecelerinde en az bir kez bitirmiş biri olarak söyleyebilirim ki �tank katili� diye anılan eski bombardıman uçağı A-10 oyunda en çok kullandığım uçakların başında geldi. İçinde bulunduğu atmosfer düşünüldüğünde görevlerin sıkıcı olduğunu söylemek zor. Zaten oyun da fazla uzun değil.
Kartallar yüksek uçar
Yeni nesile geçen Ace Combat çok büyük yenilikler yapmadan konsollarımızı ziyaret etmiş. Ancak içerdiği aksiyon ve neredeyse gerçek gibi gözüken uçuş görselleriyle gerçekten göz dolduruyor. İsterseniz Maverik olun isterseniz Yüzbaşı Pilot �Oyuncu�. Zihninizdeki pilot belki ilk kez gerçekten kanatlanıp uçacak. Görsellere eşlik eden sesler ve müzikler ise uçarkenki epik havaya azami katkı sağlıyorlar. Menülerin biraz fazla sade kalması ve senaryonun hafif çuvallaması dışında sizi rahatsız edecek hiç bir şey yok. Zaten bir kez uçmaya başlayınca herşeyi unutuveriyorsunuz. Benim gibi eski simülasyon kurtlarına dahi kendini oynatabilen eğlenceli bir yapım olmuş. Hala beğenemiyorsanız gidin meleklerle dans edin.